
Yargı Hakikatin Ortaya Çıkması İçin Değil Hükümete Rakip Çıkarılmaması İçin Kullanılıyor!
26.3.2025
Yargı Hakikatin Ortaya Çıkması İçin Değil Hükümete Rakip Çıkarılmaması İçin Kullanılıyor!
Genel Başkanımız Mahmut Arıkan, TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bir tarafta, gücü sınırsızca kullanan sayısı az insanların diğer tarafta ise sesini duyuramayan milyonların olduğuna, yine bir tarafta, çok ihtişamlı adalet saraylarının olmasına rağmen diğer tarafta adalete ulaşamayan milyonların olduğuna dikkat çeken Genel Başkanımız Arıkan, şunları söyledi:
“Örgüt liderleri için ‘özgürlüğün’ konuşulduğu bir dönemde, siyasetçiler için ‘yasaklar’ partiler için kayyumlar konuşuluyor. Eli silah tutanların serbest bırakılmasının konuşulduğu bir dönemde, eli kalem tutanlar içeri atılıyor. Biz başından beri, iktidarın bu çelişkilerine dikkat çekiyoruz. Sayın Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı sıfatını ve sorumluluklarını bir kenara koyduğu, genel başkan sıfatıyla ‘taraf-taraftar’ odaklı cümleler kurduğu, yeni bir süreci daha yaşıyoruz. Bakanların, valilerin, kaymakamların kamu yöneticisi değil de parti üyesi gibi davranmalarını izliyoruz. Bu tavrın kaybedeni üzülerek ifade ediyorum milletimizdir, memleketimizdir, değerlerimizdir.
YARGI HAKİKATİN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN DEĞİL HÜKÜMETE RAKİP ÇIKARILMAMASI İÇİN KULLANILIYOR!
Kimse bizden, oluşturulan gündemin doğal, işletilen sürecin makul ve gelinen noktanın adil, olduğuna inanmamızı beklemesin! Çünkü, bu süreçte yargı; ‘hakikatin ortaya çıkması’ için değil, ‘hükümete rakip çıkılmaması’ için kullanılıyor. Kamuoyunda böyle bir şüphe ve kanaat olduğunu görüyoruz. Sayın İmamoğlu hakkındaki sürecin, ‘geleceğin Cumhurbaşkanına yönelik’ olarak gösterilmesi de yanlıştır. ‘Herhangi birine dair adli soruşturma’ kapsamında görülmesi de yanlıştır.
Gelinen noktada; tutuklama, artık bir tedbir değil ‘tehdit’ mekanizması, tarafsız yargı ise, artık bir ‘mizan’ değil ‘mizah’ konusu olmuştur. Birkaç gündür sosyal medyada ‘gizli tanık’ mizahına şahit oluyoruz. İçinde bulunduğumuz bu adaletsiz süreç, ‘gizli tanıklık’ konusuna da şüpheyle yaklaşılmasına neden oldu. Neticede; eğer hâkimler ve savcılar bağımsız karar verebilseydi, elbette gizli tanıklara kimse kuşkuyla bakmazdı. Eğer güvenilen bir hukuk sistemimiz olsaydı, elbette bu şakalar yapılmazdı. Çok kötü yürütülen bir süreç sonunda diyoruz ki, ne ‘hiçbir sorun yok’ parafı atabilecek, ne de ‘mutlak suçlu’ mührü vurabilecek, kadar bilgiye sahip değiliz. Ama şunu net söyleyebiliriz; Ülkemizde bugün üzerine konuşmamız gereken şey ‘Adalet’ ve ‘Çifte Standart’tır.
ADALET VE KALKINMA PARTİSİ İKTİDARINDA TARİHİN EN BÜYÜK ADALET VE KALKINMA KRİZİ YAŞANMAKTADIR!
Ne var ki, Bugün Türkiye’de, Hem de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında; tarihimizin en büyük ‘adalet’ ve ‘kalkınma’ krizleri yaşanmaktadır. Nitekim bugün; 24 belediye kayyumda. 1 milletvekili cezaevinde, 1 genel başkan cezaevinde, sayısını bilmediğimiz gazeteci ve akademisyen cezaevinde. En son Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’un Belediye Başkanı ve ekibi cezaevinde. Ama bütün bunların yanında bildiğimiz başka gerçekler de var: Ankara’yı parsel parsel satanlar, dışarda! Rıza Zarrab’tan milyonluk rüşvet alanlar, dışarda! Bavullarında külçe külçe altınla yakalanan milletvekilleri, dışarda! Kendi bakanlığına dezenfektan satanlar, dışarda! Yunus Emre Enstitüsünü soyanlar, dışarda! Kartalkaya otel yangınının suçlusu hala bakanlıkta!
Eğer gerçekten derdiniz, yolsuzluksa; eğer gerçekten derdiniz, yetim hakkını korumaksa; kendi kamburunuzu görmeyip, başkasına düz yürü demekten vazgeçip şu sorulara cevap verin; 800 milyon dolara mâl olduğu söylenen, Ankapark’la ilgili hangi soruşturmayı başlattınız? Hangi savcıyı görevlendirdiniz?
Bu milletin 128 milyar dolarını buhar edenlerle ilgili hangi incelemeyi yaptınız? Hangi soruşturmayı başlattınız? Hangi savcıyı görevlendirdiniz?”
Elazığ ve Beşiktaş belediyelerinde gerçekleştirilen iki farklı ihalenin iki farklı sonuçla tamamlanmasına değinen Genel Başkanımız Mahmut Arıkan, “Elazığ Belediyesi, bir ihale yapıyor, bir şirket; 82 araç için, 3 yıllık kira bedeli olarak 530 milyon lira ile ihaleyi kazanıyor. Oysa aynı araçları satın almak isteseniz, ödeyeceğiniz bedel sadece 100 milyon lira. Böylesine büyük bir şaibe var ortada. Diğeri Beşiktaş Belediyesi, onlar da bir ihale yapıyor. Aynı şirket, benzer bir ihaleye giriyor, onu da kazanıyor. Bu vurgunu yapan şirket aynı şirket, isim aynı isim, usul aynı usul. İlginç olan ne biliyor musunuz? Beşiktaş Belediye başkanı o şirket ve o ihale yüzünden tutuklanıyor, Ama Elazığ belediyesine savcılığa ‘burada yolsuzluk var, şaibe var’ diye dilekçe verilmesine rağmen, hiçbir adım atılmıyor. Peki fark ne? Tek fark var; biri İktidar partisine ait bir belediye diğeri muhalefet partisine ait bir belediye. 100 milyona alınabilecek temizlik araçlarını, 500 milyona 3 yıllığına kiralayan, Elazığ belediyesi için; Hangi incelemeyi yaptınız? Hangi soruşturmayı başlattınız? Hangi savcıyı görevlendirdiniz?” ifadelerine yer verdi.
NE ASKERİ NE SİVİL VESAYET! TEK ÇIKAR YOL VAR O DA ADALET!
Muhalefete karşı yürütülen operasyonların yetim hakkını korumak değil siyaseti dizayn etmek amaçlı olduğunu dile getiren Genel Başkanımız Arıkan, “İşte, biz bunu reddediyoruz. Dün; ‘Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır’ diyenler; bugün tüm kararları kendi tekellerine geçirmenin mücadelesi içerisindeler. Biz de diyoruz ki ne askerî, ne sivil vesayet; tek çıkar yol var! O da adalet.” dedi.
Yaşananların adalete, hukuka, demokrasiye maliyeti olduğu gibi ekonomiye de çok büyük maliyeti olduğunu belirten Genel Başkanımız Arıkan, altın ve dövizdeki dalgalanmalar nedeniyle, Türkiye’nin %10 fakirleştiğini, Merkez Bankası rezervlerinin bir haftada, 25 milyar dolar eksiltildiğini, bu bayram emekliye 4.000 TL’yi yük görenlerin her emeklinin cebinden 40.000 lirasını çaldığını vurguladı.
KEŞKE ADLİYE KORİDORLARINA KURULAN BARİKATLAR İSRAİL’E GİDEN GEMİLERİN ÖNÜNE DE KURULABİLSEYDİ!
Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesini hatırlatan Genel Başkanımız Mahmut Arıkan, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı gözaltına alınmadan önce, Sn. Erdoğan'ın Trump'la yaptığı telefon görüşmesi, hem bölgemizin hem de siyasetimizin dizaynı hakkında şüphe ve endişelerimizi artırmakta. Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklar karşısında AB ülkeleri tepki gösterirken, ülkemizdeki her olay hakkında yorum yapan ABD’nin bu sefer ‘ülkelerin iç işlerine karışmıyoruz’ demesi üzerinde dikkatle durulması gereken bir husustur.” diye konuştu.
Bu gelişmelerin sadece ülkemiz için değil, bölgemiz için de kritik süreçler olduğunu ifade eden Genel Başkanımız Arıkan, şöyle devam etti;
“Ülkemizde bunlar yaşanırken; 18 aydır Gazze’miz işgal altında. Katil İsrail zulme devam ediyor, yine iftar sofraları bombalanıyor, yine sahurda masum çocuklar katlediliyor.
Keşke, Adliye koridorlarına kurulan barikatlar; Türkiye’den İsrail’e giden gemilerin önüne de, limanlara da kurulabilseydi! Keşke gençlerin meydanlara ulaşmaması için konulan engeller; İsrail’e petrol taşıyan boru hatlarının önüne de konabilseydi. Keşke, İstanbul’a giriş çıkışlar için gösterilen titizlik ve kararlılık; Türkiye’den İsrail’e savaşmaya gidenler için mecliste bekletilen yasa teklifi için de gösterilebilseydi! Keşke, kendinden olmayan belediye başkanlarının dosyalarına savcı görevlendirme konusundaki istek; katil Netanyahu için verdiğimiz ve üzerinden 1,5 yıl geçen dilekçelerimiz için de gösterilebilseydi! O zaman, adalet terazisi bu kadar eğilmez, vicdanımız bu kadar yaralanmazdı!
ÜLKENİN GERÇEKLERİNDEN HABERİNİZ VAR MI?
Biz güçlü ve müreffeh bir Türkiye'yi inşa etmek isterken, ülkemizin gerçeklerinden uzaklaşanlar da var. Vatandaşın sofrasına, çocukların üşüyen ellerine, mutfaktaki yangına gözlerini kapayanlar da var. Şimdi, gerçeklerle yüzleşmenin zamanıdır. Soruyoruz: Ülkenin gerçeklerinden haberiniz var mı? Rolex saat takarak, İpek ceket giyerek böbürlenenler; kışın ayazında, kabansız, okula gitmek zorunda kalan çocuklardan haberiniz var mı? Heybelerinden turpu, menülerinden hurmayı, dillerinden kızıl elmayı eksik etmeyenler; Marketteki pazardaki, sebze-meyve fiyatlarından haberiniz var mı? ‘Sırtımızda yumurta küfesi var’ diyerek kendilerini 'dokunulmaz' ilan edenler; yumurtanın kolisinin kaç lira olduğundan haberiniz var mı? Şeker fabrikalarını özelleştirmekle övünenler; ithal şekerin tadı genzi, fiyatı cebi yakıyor haberiniz var mı? Yapıcı eleştirilerimize, yol gösterici uyarılarımıza kulak tıkayanlar, size söylüyorum, kemer sıkmaktan kemerinde delik, dişini sıkmaktan ağzında diş kalmayan vatandaş, ilk fırsatta, bu defa kulağınızı değil, sandıkta fişinizi çekecek haberiniz olsun!”
Genel Başkanımız Arıkan, konuşmasının sonunda iktidar ve muhalefete çağrı yaparak, “Bu bayramı bir fırsat olarak görelim. Gelin bu bayram, kardeşlik bayramı olsun! Gelin bu bayram, samimi bir şekilde kucaklaştığımız bir bayram olsun! Gelin bu bayram, hatalarımızdan döndüğümüz bir bayram olsun! Gelin bu bayram, millet olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirdiğimiz bir bayram olsun!” dedi.